Bundan tam 563 yıl önceki Nisan ayında, Sultan II. Mehmet, ordusunu toplayarak İstanbul’u fethetmek için büyük bir sefer başlatır. Ağır koşullar altında, büyük kayıpların verildiği kuşatmada neredeyse 30 gün geride kalmıştır. Ordunun direnci kırılmak üzeredir. İstanbul Boğazı’nı zircirleyen Bizans’ın düşürülemeyeceğini düşünen komutanların endişesine “Onlar boğazı zincirleyecek kadar zekiyse, biz de gemileri karadan yürütecek kadar deliyiz” diyerek yanıt verir Osmanlı padişahı. Ve 29 Mayıs 1453’te İstanbul fethedilir. Sultan II. Mehmet, bir devri kapatıp, diğerini açar. O artık Fatih Sultan Mehmet Han’dır.

2-1

İstanbul’un fethedilmiş ama Anadolu’nun Türkleşmesi henüz tam anlamıyla gerçekleşmemiştir. Fatih Sultan Mehmet, bu kez rotasını Doğu Karadeniz’e çevirir. Önce Candaroğulları Beyliği’ni alır, ardından Trabzon Rum İmparatorluğu’nun üzerine yürür. 1453’te Bizans’ı deviren Fatih Sultan Mehmet, hem karadan hem de 300 gemiyle denizden kuşattığı Trabzon’u 26 Ekim 1461 tarihinde fetheder. Ve Osmanlı’nın karşısındaki bir başka imparatorluk da tarihine gömülür. Doğu Karadeniz tamamen Türkler’in hakimiyetine geçer.

FATİH’İN FETHETTİĞİ, YAVUZ SULTAN SELİM’İN YÖNETTİĞİ, KANUNU SULTAN SÜLEYMAN’IN DOĞDUĞU BİR ŞEHİRDİR TRABZON

Tarihe ettiği tanıklıkla, vatan savunmasındaki fedakarlık bölge insanının karakterine de işlemiştir. Zaman değişir, mücadele edilen düşman değişir ama Trabzon’un vatan savunmasındaki direnci ve kararlılığı değişmez. Milli Mücadele’de de aynı durum geçerlidir.

GAZİ MUSTAFA KEMAL: “SAMSUN’A AYAK BASTIĞIMDA BANA KALP KUVVETİ VEREN VATANDAŞLARIMIN EN ÖNÜNDE TRABZONLULAR VARDI.”

Atatürk’ün ilk Trabzon ziyareti 15 Eylül 1924 tarihinde gerçekleşmiştir. Hamidiye Vapuru ile Pazartesi sabahı Trabzon’a adım atan Gazi Mustafa Kemal’i bütün Trabzon halkı coşkuyla karşılaşmıştır. Aynı akşam Soğuksu’daki köşkte  (Sonradan Atatürk Köşkü adıyla müzeye çevrilmiştir.) misafir edilen Atatürk, o gün kendisini karşılayan kurmaylar ve halka şu sözlerle seslenmiştir: “Arkadaşlar, bundan 5 sene önce, ilk defa Samsun’a ayak bastığım zaman, bana kalp kuvveti veren vatandaşlarımın ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım. Sakarya Büyük Meydan Savaşı’nda, Üçüncü Tümen ile yetişen Trabzon evlâtlarının savaş meydanında gösterdikleri özverilerin değerli anısı daima beynimde canlı kalacaktır. Bu verimli, halkı zeki, girişken, çalışkan olan Trabzon’umuzu, az zamanda içeriye trenle bağlanmış, güzel rıhtım ve limanla donatılmış görmek idealimdir. Trabzon, Türk topluluğunda cumhuriyetin zengin, güçlü, duyarlı, pek önemli dayanak kaynaklarından biridir. Böyle bir cumhuriyet şehri gelecekte, gerektirdiği bütün uygarlık ve ilerleme araçlarına sahip olacaktır.”

2b

BU ŞEHİRDE İKİ BAYRAK DALGALANABİLİR; BİRİ KIRMIZI BEYAZ RENKLERİYLE AY YILDIZLI TÜRK BAYRAĞI DİĞERİ İSE BORDO MAVİ RENKLERİYLE ŞEHRİN MEDAR-I İFTAHARI TRABZONSPOR BAYRAĞI 

2 Ağustos 1967 yılından bu yana şehrin gözbebeği, en kıymetlisi Trabzonspor Kulübü, Karadeniz insanın her daim gururla taşıdığı en önemli kimliği iseTrabzonspor taraftarlığıdır. Bu dünyanın neresinde olursa olsunlar değişmez. Bu yüzden “Bize Her Yer Trabzon” derler. Gittikleri heryerdedir sevdaları ve isyanları… Mesafeler engel değildir asla. Bölge insanın en karakteristik özelliklerinden biri olan “vatanseverliği”, birlik ve beraberliğe verilen değeri, maneviyatı kulübün duruşunda, zaman zaman sahada oynanan oyunda, tribünlerdeki mesajlarda, açılan pankartlarda ya da hepbirlikte söylenen marşlarda görebilmek mümkün. Taraftarların memleket ile Trabzonspor aşkını birbirinden ayırmak bu noktada inanın çok zor. Memleket aşkının bordo mavi renklerle ete kemiğe bürünmüş hali Hüseyin Avni Aker tribünleri. 1990’lı yıllarda artan terör olayları karşında taraftarların futbol maçları öncesinde İstiklal Marşı söylemeye başladığı stadyumlardan biri de Hüseyin Avni Aker Stadı’dır mesela. Taraftarların maç öncesi kendiliğinden söylemeye başladığı İstiklal Marşımız birkaç müsabaka sonrasında stadyumların hoparlörlerinden çalınmaya başlamış, ardından da resmileşerek bütün lig müsabakalarında zorunlu hale gelmiştir.

DAKİKA 61: “ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ”

Trabzonspor için 61 rakamı sadece 1461’deki Trabzon’un fethi veya şehrin plaka kodu demek değildir. Hüseyin Avni Aker Stadı’ndaki her 90 dakikanın en değerli anıdır. Kimi zaman coşku, kimi zaman taraftarların protestolarına şahit oluruz bu anlarda. Bazen de onbinlerce taraftarın birden “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye haykırdığı, vatan uğruna can veren şehitleri anarak asker selamı verdiği 61. Dakikalara şahit oluruz. Sadece tribünler değil, Trabzonspor formasını taşıyan futbolcular da dahil olur buna. UEFA Avrupa Ligi 3. Ön Eleme Turu’ndaki  Rabotnicki maçında tribünde dalgalanan binlerce Türk bayrağı, maçın 55. dakikasında Okay’ın attığı gol sonrası tribünlere giderek asker selamı vermesi, şehit Binbaşı Arslan Kulaksız için “Binbaşı Arslan burada” yazan pankartları, Anorthosis ve Apollon Limassol deplasmanında kale arkasında açılan ay yıldızlı bayraklar,  bu sezon başında Bursaspor ile olan maçta oynanan maç sonu bütün futbolcuların tribünlere giderek hepbirlikte asker selamı vermesi, 2014 yılındaki Türkiye Kupası maçlarında bazı takım taraftarlarının İstiklal Marşı’ndaki ıslıklarına inat taraftarların ve futbolcuların vatan hainlerine hepbirlikte verdikleri tepkiler bunlardan sadece bazıları… Trabzonspor’un bu sezon Kayserispor’a kiralık olarak verdiği futbolcu Zeki Yavru’nun 15 Şubat 2016’da attığı gol sonrası buruk sevinci ve terörü protesto etmek için verdiği asker selamı da yakın zamanlı örneklerden.

2c

HÜSEYİN AVNİ AKER STADI’NDAN BİRLİK VE BERABERLİK MESAJLARI

13 Mart 2016 tarihinde Ankara’da yaşanan patlama sonrasında 38 vatandaşımızın yaşamını yitirmesi, 128 vatandaşımızın ise yaralanması bütün ülkeye derin bir acı yaşattı. Olayın cereyan ettiği hafta Türkiye Futbol Federasyonu tarafından bütün resmi müsabakaların öncesinde saygı duruşunda bulunulması kararı alınmasının ardından ilk  oynanan maç ligin ertelen 19. hafta mücadelesi olan Trabzonspor-Beşiktaş derbisiydi. 15 Mart günü hepimizi duygulandıran anlar yaşandı Hüseyin Avni Aker Stadı’nın bu veda sezonundaki derbide. Futbolcular sahaya siyah t-shirtleri ile çıktılar. Ev sahibi Trabzonspor Futbol A Takımı’nın kolundaki siyah pazu bandı, tribünlere dağıtılan 10 binden fazla Türk bayrağı, stadyumu dolduran 15 bin taraftarların İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından “Vatan sana canım feda”, “Kahrolsun pkk”, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye haykırışları, Ankara’nın trafik plaka kodu olan 6. dakikada açılan dev “anKARA” pankartı maçın dikkat çeken, hepimizi duygulandıran anlarıydı. Uzun zamandır görmek istediğimiz birlik ve beraberlik tablosunun gerçeğe dönüşmesiydi. 15 Mart günü oynanan müsabakada Trabzonsporlu taraftarların söz konusu vatan ve millet olduğunda ne denli duyarlı olabileceğine bir kez daha şahit olduk. Gururlandık. Bordo mavili tribünlerin aynı hassasiyeti, aynı coşkuyu ve mesajları yeni yuvalarında da vereceğinden şüphemiz yok.

2e-1

BİTİRİRKEN….

Trabzon halkının ve Trabzonspor taraftarının bu kadar takdir-e şayan davranışına rağmen  maalesef birçok kişinin aklında kalan şey 2015/2016 sezonunun 30. haftasında Avni Aker’de yaşananlar. 2010/2011 sezonundan bu yana devam eden enerjinin dışa vurur muydu bu, kimine göre ise bir türlü verilemeyen adaletin sonucu. Yapılan hareketin elbette ki hiçbir savunması yok. Ne Trabzon’a ne de Trabzonspor’a yakışan görüntülerdi çünkü o anlar. Ama yine de bir kişinin ya da belli bir grubun yanlışını bütün bir camiaya mal etmek doğru değildi. Sosyal medyadan takip edenler bilir. O hafta yerden yere vuruldu Trabzonspor taraftarı. Lig’den düşürelim, haritadan silerim diyenler bile vardı acımasızca… Her şeye rağmen, Hüseyin Avni Aker Stadı’nı Anadolu futbolunun göğsünü kabartacak o güzel anıları ve coşkulu tribünleri ile hatırlayalım derim…

Sema Tuğçe Dikici

PAYLAŞ